11. KALKINMA PLANINDA DAR GELİRLİ YOK!
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu CHP Sözcüsü Ünal Demirtaş 11. Kalkınma Planın geneli ve planın istihdam ve çalışma yaşamı hedefleri ile ilgili olarak TBMM’de bir basın toplantısı yaptı. 11.Kalkınma Planına yönelik eleştirilerde bulunan CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş “Kalkınma planında emekli, esnaf, memur, işçi yararına hiçbir şey yoktur. Yani bu planda, toplumun dar gelirli kesimleri unutulmuştur” dedi. TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu CHP Sözcüsü Ünal Demirtaş, açıklamasında şunları ifade etti:
“KALKINMA PLANI, ŞİRKET MANTIĞI İLE HAZIRLANMIŞ!”
11. Kalkınma Planı, Cumhuriyet tarihinde parlamenter sistemde yapılan 10 plandan sonra, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yapılan ilk kalkınma planıdır. Bu kalkınma planını incelediğinde, bu döneme, yani tek adam rejiminin ruhuna uygun bir plan yapıldığı anlaşılmaktadır. Tek adam rejimi; her şeyin tek adamın iki dudağının ucuna bırakıldığı, kuvvetler ayrılığının olmadığı, hukuk devletinin olmadığı, sosyal devletin olmadığı, devleti bir anonim şirket gibi gören ve yöneten zihniyetin ruhudur. Bu plan, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ruhuna uygun olarak bir anonim şirket mantığıyla hazırlanmıştır. Bu planda Anayasa’da belirtilen sosyal devlet ilkesi yoktur.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye’yi bir yılda büyük bir ekonomik krize sokmuştur. Maalesef bu kriz derinleşerek devam etmektedir. Tek adam rejiminin hiçbir vaadi tutmamıştır. Türkiye özellikle emekliler, memurlar, işçiler, işsizler aradan geçen bir yıl içinde tek adam rejiminin faturasını ödemişlerdir. Tek adam rejimi özellikle toplumun bu kesimlerini ezmiştir. Bu sebeple Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi devam ettiği için 11. Kalkınma planındaki hedeflerden hiçbirisinin tutmayacağı, tam tersine Türkiye’nin her alanda daha da çok geriye gideceğini şimdiden söyleyebiliriz.
İLK DÜĞME YANLIŞ!
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gömleğin ilk düğmesidir ve bu ilk düğme yanlış iliklenmiştir. Onun için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi devam ettiği sürece
Türkiye’nin iki yakası da bir araya gelmemektedir. Gelmeyecektir de. Şimdiden peşinen söylüyorum, bu sistemde 11. Kalkınma planındaki hedeflerin tutma ihtimali; yüzde sıfırdır. Eğer Türkiye’nin ileriye gidilmesi isteniyorsa, Türkiye’nin kalkınması isteniyorsa, Türkiye’nin derhal tek adam rejiminden vazgeçmesi ve parlamenter rejime geri dönmesi gerekmektedir. Türkiye’nin kuvvetler ayrılığını güçlendirmesi, hukuku üstün kılması, basın özgürlüğünü güçlendirmesi, Türkiye de tam demokrasinin tesis edilmesi gerekmektedir. Aksi taktirde fatura çok daha ağırlaşacaktır.
ÇALIŞMA YAŞAMININ TEMEL SORUNLARINA DAİR HEDEF YOK!
Kalkınma planında istihdam ve çalışma yaşamı üzerine bazı hedefler konulmuştur. Ancak çalışanları ilgilendiren birçok önemli konuyla ilgili ise tek bir hedef dahi ortaya konulmamıştır.17 yılda Ak Parti hükümetleri döneminde iş ve çalışma yaşamının hiçbir sorunu çözülemediği gibi birçok sorunda derinleşerek devam etmiştir.
Asgari ücret insanca yaşamaya yeterli düzeye çıkarılamamış, iş kazaları ve meslek hastalıkları önlenememiştir. Kamuda ve özel sektörde taşeron işçilik bitirilmemiş, güvencesiz ve esnek çalışma yaygınlaşmıştır. Emeklilikte yaşa takılanların sorunları çözülmemiş, işsizlik sigorta fonunun amacı dışında kullanılması engellenememiş, işçilerin işsizlik sigorta fonundan yararlanması kolaylaştırılmamış, süre ve miktar artışı yapılmamıştır.
Sendikalaşmanın ve toplu sözleşmenin önündeki engeller kaldırılamamış, çağdaş iş ve çalışma yaşamının standartlarını belirleyen Uluslararası Çalışma Örgütü – İLO- sözleşmeleri tanınmamıştır. Çocuk işçiliği önlenememiş,4,5 milyon sığınmacıların istihdam piyasasına olumsuz etkilerinin nasıl çözüleceğine yönelik hiçbir hedef ortaya konulmamış, işsizlik önlenemediği gibi patlamıştır. Çalışanlar kıdem tazminatının fona devredileceği kaygısıyla sürekli tedirgin edilmiştir. Bu temel sorunlarını çözmeye yönelik ya hiçbir hedef yoktur ya da olanlar da ciddi ve tutarlı değildir, çalışanların yararına değildir, aleyhinedir.
KIDEM TAZMİNATI FONA DEVREDİLEMEZ!
11. Kalkınma Planında, kıdem tazminatı reformu gerçekleştirilecektir, denilmektedir. Burada reform ile kastedilen kıdem tazminatının fona devredileceği hedef olarak ortaya konulmaktadır. Çünkü kıdem tazminatının fona devredilmesi bugüne kadar Ak Parti hükümetlerince sürekli gündeme getirilmiştir. Kıdem tazminatı, Cumhuriyet Döneminde işçilerin en önemli kazanımlarından birisidir. 1936 yılında çalışma hayatımıza girmiştir ve Atatürk’ün işçilerimize bir armağanıdır. Kıdem tazminatı ile aslen işçinin korunması hedeflenmiştir. İşçi sendikaları fon uygulaması her gündeme geldiğinde, güçlü bir şekilde itiraz etmişlerdir.
Kıdem tazminatı çalışanların kırmızı çizgisi olduğu defalarca vurgulanmıştır. Kıdem tazminatının fona devredilmesini sadece işçiler değil işverenler de istememektedirler. İşveren kuruluşlarının da bu yönde açıklamaları vardır. Kıdem tazminatının fona devredileceği söylentileri bile çalışanları tedirgin etmektedir. Bu sebeple kıdem tazminatında reform yapılacağı yani fona devredileceği hedefi, 11 kalkınma planından derhal çıkarılmalıdır. Kıdem tazminatından işçilerin yararlanma koşulları ise kolaylaştırılmalıdır.
ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRININ ALTINDA!
Ülkemizde 10 milyonun üzerindeki işçi ya asgari ücret almakta ya da asgari ücretin biraz üzerinde ücret almaktadır. Asgari ücret miktarı aileleriyle birlikte 35-40 milyon insanımızı doğrudan etkilemektedir. Bu sebeple asgari ücret miktarı Türkiye’deki en büyük toplu sözleşmedir. Ama bugün bakıyoruz Asgari ücret Avrupa birliği ülkelerinde 1.500-1.600 euro iken ülkemizde, 320 euro seviyesindedir. Bulgaristan’dan sonra sondan ikinci sıradayız. Bugün Asgari ücret, açlık sınırının altındadır. Ama kalkınma planında, asgari ücretle ilgili tek bir cümle dahi yoktur. Bu da göstermektedir ki tek adam, yine asgari ücretliyi 2019-2023 arası yine açlığa mahkûm edilecektir.
Tek adam rejimi böyle devam ederse, asgari ücretli 5 yıl daha sürüm sürüm sürünecektir. Oysa asgari ücretlinin insana yaraşır bir ücret alabilmesi için asgari ücretlinin kendisi ile birlikte ailesinin de ihtiyaçlarının hesaplamaya dahil edilmesi gerekmektedir. Bunun için Türkiye’nin 131 no’lu ILO sözleşmesini derhal onaylaması gerekmektedir. Ancak bu planda maalesef 131 no’lu İLO sözleşmesinin onaylanması da yer almamaktadır.
İŞÇİ ÖLÜMLERİNİ ENGELLEMEK İÇİN CİDDİ BİR HEDEF YOK!
İş ve çalışma yaşamında bir başka büyük sorun, Türkiye’nin kanayan yarası, Türkiye’nin utanç vesikası, iş kazaları ve meslek hastalıklarıdır. 11’inci Kalkınma planına baktığımızda, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesinde maalesef ciddi hiçbir hedef yoktur. Planda belirtilen ölümlü iş kazası istatistiği ne göre 2018 yılına göre yüz binde 8,7’den 5,0’a düşürülmesi hedeflenmiş. Yani işçi ölümlerini ortadan kaldıracağız, bundan sonra hiçbir işçi ölmeyecek gibi bir hedef yoktur. Buradan anladığımız şu işçiler, önümüzdeki 5 yılda da işçiler hem iş kazalarından hem de meslek hastalıklarından “güzel ölmeye” devam edeceklerdir.
TAŞERON, EYT, SENDİKALAŞMA….
11. Kalkınma planında, Emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını çözecek, kamuda taşeron işçiliği tamamen ortadan kaldıracak, işsizlik sigorta fonunun amacı dışında kullanılmasını engelleyecek, işçilerin fondan yararlanması kolaylaştıracak, süre ve miktar artışı yapılacak, sendikalaşmanın ve toplu sözleşme yapılmasını önündeki engelleri kaldıracak, tek bir hedef hatta tek bir ima dahi yoktur. Bu da göstermektedir ki önümüzdeki 5 yılda Ak Parti iktidarı devam ederse, tek adam rejimi devam ederse bu sorunlar çözülmeyecektir.
İLO SÖZLEŞMELERİ KALKINMA PLANINDA OLMALIYDI!
İş ve çalışma yaşamının çağdaş insana yakışır standartlarını belirleyen uluslararası çalışma örgütü ILO’dur. Türkiye maalesef 182 ILO sözleşmesinden,59’unu onaylamıştır ancak bunlardan da 55’i yürürlüktedir. Üstelik Türkiye onayladığı sözleşmelere de tam anlamıyla uymamaktadır. Bu sebeple de ILO tarafından sürekli uyarılmaktadır. Oysa Türkiye’de çalışanların Avrupa da çalışanlardan eksik neyi vardır. Bizim insanımız çağdaş, uygar, medeni dünyanın çalışma koşullarını hak etmemekte midir? Dolayısı ile 11 Kalkınma planında ILO sözleşmelerinin onaylanmasına yönelik bir hedefin de olması gerekirdi. Bu yönde bir hedef olmaması da çok büyük bir eksikliktir”
KAMU İŞÇİSİNE SADAKA GİBİ ZAM ÖNERİSİ!
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu CHP Sözcüsü Ünal Demirtaş, iş ve çalışma hayatının gündeminde önemli bir yer alan kamu işçileri ile ilgili toplu iş sözleşmeleri sürecine değindiği toplantısında; “Türk-İş’e bağlı 200 binin üzerindeki kamu işçisine sadaka gibi bir zam önerilmiştir. Dövizdeki artışa bağlı olarak iğneden ipliğe zam gelmiştir. Halkın mutfak enflasyonu 50’dir.
Daha yeni elektriğe, doğalgaza 15 zam geldi. Oysa hükümet kamu işçilerine yüzde 5’lik ücret artışı önermiştir. Hükümet bu önerisi resmen emekçi ile dalga geçmektir. Bu kabul edilemez bir tekliftir. İktidar, yarattığı ekonomik krizin faturasını zamlarla yine emekçinin sırtına yüklüyor. Ancak enflasyon altında ezilen emekçiye yüzde 5 ve 4’lük zam teklif ediyor. İktidarın bir an önce aklını başına almasını ve işçinin talep ettiği maaş zamları kabul etmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verdi.