Madenci 23 Temmuz’da önce işyerlerinden ardından 25 Temmuz’da evi GMİS Genel Merkezi’nden seslendi; “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”.
Basın açıklamasını izlemek için GMİS Şemsi Denizer Konferans Salonuna sığmayan madenciler; “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Madenci feneri sönmeyecek”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Emeğin Başkenti şanlı Zonguldak”, “İş ekmek yoksa barış da yok” sloganlarını attı.
GMİS’in basın açıklamasına Belediye İş Sendikası Şube Başkanı Osman Karataş, TES-İŞ Sendikası Şube Başkanı Murat Saraçbaşı, Tez-Koop-İş Sendikası Şube Başkanı Şeref Taşören, Selüloz İş Sendikası Çaycuma Şube Başkanı Hakan Cura, Denizciler Sendikası’ndan Bekir Emanet, DİSK/Genel İş Şube Sekreteri Recep Terzi, Birleşik Kamu-İŞ İl Temsilcisi Metin Kahveci, Maden Mühendisleri Odası Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı, KESK Dönem Sözcüsü Onur Arslan, TÜRK-İŞ İl Temsilcisi Muhammet Ardıç da katıldı.
GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil’in Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Hüseyin Kolçak, Genel Mali Sekreter Volkan Yıldız, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir ile birlikte yaptığı basın açıklaması şöyle;
“Genel Maden İşçileri Sendikası 73 yıllık mücadele tarihinde Zonguldak bölgemizin, Emeğin Başkenti’nin sesi olmakla kalmamış, başta TÜRK-İŞ olmak üzere ülkemizdeki sendikal mücadelede ve demokrasi mücadelesinde, saygın bir yer edinmiştir.
Sadece ülkemizde değil, dünyada sözü ve duruşuyla yakından izlenen bir sendika olan Genel Maden İşçileri Sendikası’nda yönetici olmanın haklı gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Bugüne kadar Sendikamızda görev yapan tüm yöneticilerimizi, sendikamızın bel kemiği olan maden işçilerimizi, MTA işçilerimizi ve mücadelemize katkı veren tüm dostlarımızı sevgi, saygı ve şükranla anıyoruz.
Bugüne kadar maden işçileri olarak tek yürek, tek ses olup, bölge halkımızın tüm kesimlerinden aldığımız destek ile bütün zorlukları aşıp, işimize, aşımıza ve geleceğimize sahip çıktık.
Ülkemiz ekonomisine ve milletimizin refahına katkı verdik.
Bazen uyarılarımız dikkate alındı, bazen sesimizi yükselterek dikkat çektik, bazen eylemler yaparak ülkemizi yönetenleri uyardık.
UYARI GÖREVİMİZİ YAPMAK İÇİN BURADAYIZ
Bugün burada yine hep birlikte uyarı görevimizi yapmak için toplandık.
Hükümetin sesimize kulak vermesini, çözüm önerilerimizi dikkate almasını istiyoruz.
Biz, ülkemizin ekonomik ve siyasi sorunlarla boğuştuğu böyle bir ortamda iş barışının da bozulmasını istemiyoruz.
Biz, her zaman olduğu gibi üretimden yanayız ve üretim ekonomisini savunuyoruz.
Zonguldak ve TTK açısından bakıldığında şartların çok uygun olduğunu biliyoruz.
Ancak 2019 yılbaşından bu yana, yani yaklaşık 7 aydır Türkiye Taşkömürü Kurumu ve Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü’nde toplu iş sözleşmelerimizin bitirilememiş olması çalışanları, ailelerimizi ve toplumu huzursuz etmektedir.
Ramazan Bayramı geçmiş, Kurban Bayramı yaklaşmış ama sözleşmeler hâlâ bitmemiştir.
Bayramları bayram tadında yaşamak herşeyden önce işçilerimizin, emekçilerimizin hakkıdır.
HÜKÜMETİN TEKLİFİNİN ELLE TUTULUR HİÇBİR YANI YOKTUR,
Mahalli Seçimlerin yapılması ve İstanbul seçiminin yenilenmesi ile bu süreç daha da uzadı.
Ancak Hükümetin aylardır merakla beklediğimiz teklifi insanların sabrını taşırma noktasına getirdi.
Şu an, madenci kardeşlerimiz başta olmak üzere yaklaşık 200 bin kamu işçisi huzursuzdur.
Biz, kamuda örgütlü TÜRK-İŞ’e bağlı 17 sendika olarak yaklaşık 152 bin işçiyi temsil ediyoruz.
TÜRK-İŞ bünyesinde oluşturduğumuz Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu olarak teklifimizi Hükümete sunduk.
Teklifimiz son derece haklı ve meşru taleplerden oluşmaktadır.
Ülkemizdeki enflasyon gerçeğini ve işyerlerindeki özel konumları dikkate alarak hazırladığımız teklifimiz, düşük tutulduğu iddiasıyla bazı kesimler tarafından ciddi eleştiriler almıştır.
Ancak Hükümetin karşı teklifinin elle tutulur hiçbir yanı yoktur.
Biz, kamuda en düşük ücretin 3.500 TL’ye yükseltilmesini, tüm çalışanlara seyyanen 300 TL zam, ilk altı ay için yüzde 15, ikinci, üçüncü ve dördüncü altı aylar için enflasyon + yüzde 3 refah payı talep ettik.
Hükümet ise teklifinde; 3500 TL altında brüt ücret alanlara seyyanen 60 TL brüt ve birinci altı ay yüzde 5, ikinci altı ay ise yüzde 4 zam önerdi.
TÜRK-İŞ Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu adına bir açıklama yapan TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, bu teklifin tartışılır olmadığını ve yeni bir teklif beklediğimizi açıkladı.
Biz de Genel Maden İşçileri Sendikası olarak bu teklifin kabul edilemez olduğunu söyledik.
Bu düşüncelerimizi ilgililere aktardık.
Ankara’da Türk-İş Yönetim Kurulu, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Zonguldak Milletvekilleri ve Türk-İş’e bağlı diğer sendikalarla görüşmeler yaptık.
BAŞKANLAR KURULUMUZ GREV HAZIRLIKLARINA BAŞLAMA KARARI ALDI
19 Temmuz 2019 tarihinde Sendikamız Genişletilmiş Başkanlar Kurulunu toplayarak gelişmeleri değerlendirdik.
Ekonomik krizin faturasını maden işçilerine ve emekçilere ödetmek isteyen dayatmalarla, bu sözleşmelerin masada bitirilemeyeceği izlenimini edinen Başkanlar Kurulumuz, grev hazırlıklarına başlama kararı aldı.
TTK ve MTA’da 60 günlük grev sürecimiz başladı.
25 Ağustos’a kadar anlaşma sağlanamaz ise TTK’da ve MTA’da greve başlayacağız.
Ancak, grev kararını en az 6 işgünü önce karşı tarafa bildirmek zorundayız.
Bayram tatili ve idari tatil olasılığını da dikkate aldığımızda en uygun tarih olarak 6 Ağustos 2019 tarihi görünüyor.
Gönül ister ki hiç bunlara gerek kalmasın ve toplu iş sözleşmelerimiz en kısa zamanda imzalansın.
BİZ ÜRETMEK VE ÜLKE EKONOMİSİNE KATKI VERMEK İSTİYORUZ
Başkanlar Kurulu kararlarımız doğrultusunda 23 Temmuz 2019 Salı günü, TTK ve MTA’da tüm işyerlerimizde arkadaşlarımızla bilgilendirme toplantısı yaptık ve bu süreci anlattık.
Bugün burada madenci kardeşlerimiz ve emekçi dostlarımız ile birlikte kamuoyuna basın açıklaması yapıyoruz.
İlerleyen günlerde tüm Başkanlar Kurulu üyelerimizle topluca işyerlerimizi ziyaret edecek gelişmeler hakkında işçi arkadaşlarımıza bilgi vereceğiz.
Baştan beri ifade ettiğimiz gibi her zaman iletişim içinde olacak ve kararları madenci kardeşlerimizle birlikte alacağız.
Buradan birkez daha tekrar ediyorum;
Kamu Çerçeve Anlaşması’nın hâlâ imzalanmamış olması çalışma yaşamını huzursuz etmektedir.
Hükümetin en kısa zamanda yeni ücret teklifini vermesini bekliyoruz.
Önceki teklifi tartışmaya değer bulmadığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
Ekonomik krizi biz çıkartmadık, biz işimizi yapıyor, borçlarımızı ödüyoruz.
Biz üretmek ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak istiyoruz.
Biz, yeraltında doğaya karşı savaşarak rızkımızı kazanıyor, ülkemize ve milletimize katkı veriyoruz.
Bizi açlığa ve yoksulluğa mahkum etmek isteyenler ve bizi greve mecbur bırakanlar, ülkemizin ve milletimizin geleceği ile oynamış olurlar.
Hükümete sesleniyoruz;
Bizi enflasyona ezdirmeyin diyoruz.
TTK’da yerüstünde ve MTA’da düşük ücretle çalışan arkadaşlarımızın ücretlerinin yükseltilmesini ve eşit işe eşit ücret uygulanmasını istiyoruz.
Yeraltında ücret grupları arasında düzenleme yapalım diyoruz.
Bunlar karşılanamayacak talepler değildir.
73 yıllık mücadele tarihimizde olduğu gibi her şart altında birlik ve beraberliğimizi sürdürecek, üyelerimizin mevcut kazanımlarından en küçük bir taviz vermeyecek ve bugün içinde bulunduğumuz koşullarda haklı ve meşru taleplerimiz için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Bugüne kadar işçi sınıfının hakları için mücadele eden TÜRK-İŞ Genel Başkamınız Ergün Atalay’a, teşekkür ediyor, TÜRK-İŞ ile beraber her türlü mücadeleye hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.”