Tarih: 12.12.2019 13:56

Hayrettin Kartal basın açıklaması..

Facebook Twitter Linked-in

. Kdz. Ereğli Kızılcapınar Barajı, ERDEMİR’in endüstri suyu, Kdz. Ereğli halkının içme-
kullanma suyu, tarımsal amaçlı sulama suyu ve enerji suyu temini olarak planlanmış,
1993 yılında inşaatı tamamlanmıştır.
. Söz konusu barajda biriken su kullanımı DSİ ve ERDEMİR’le ve de Kdz. Ereğli halkı
adına Kdz. Ereğli Belediyesi’ince, ortak protokolle karşılıklı mutabakat altına
alınmıştır.
. Bu protokole göre, barajın endüstri suyu hisse oranı 49,10 , enerji üretme suyu
hisse oranı 11,90’le ERDEMİR’e verilmiş, 29’luk hisse oranı da içme-kullanma suyu
olarak Kdz. Ereğli halkı adına Kdz. Ereğli Belediyesine, yine ayrıca bölge halkının
tarımsal amaçlı sulama suyu için ise 10’luk bölüm tahsis edilmiştir.
. Yani toplamda baktığımızda 61 ERDEMİR’in, 29 Kdz. Ereğli Belediyesinin, 10’luk
bölge köylerinin, dolayısıyla toplamda 39 kullanım hakkının Kdz. Ereğli’de yaşayan
insanları ilgilendirdiği ortadadır.
. 1993’ten bugüne, yani 26 yıldır barajın kullanılması konusu, DSİ, ERDEMİR ve Ereğli
halkını temsilen Kdz. Ereğli Belediyesi arasındaki protokolle sorunsuz bir şekilde
devam ediyordu.
. Ancak ERDEMİR, baraj üzerinde HES inşa etmek istemektedir. Öncelikle şunu
vurgulamak isteriz. ERDEMİR’in enerji üretmesine karşı değiliz. Ancak büyük
belirsizlikler vardır. Bu belirsizliklerin ortadan kaldırılması gerekir.
. Barajda biriken suyun kullanım haklarıyla ilgili olarak alınacak her türlü kararda, Ereğli
halkını temsilen, Ereğli Belediyesi de hak sahibidir. Bu nedenle olumlu-olumsuz tüm
görüşler alınmalı, çevresel etkileri değerlendirilmeli, enerji üretme şartları karşılıklı
mutabakatla oluşturularak, protokole bağlanmalıdır.
. Kdz. Ereğli’de yaşayan 180 bin insanın içme suyu hakkı güvence altına alınmadan,
taraflar arasında açıkça protokole bağlanmadan, bu koşullar düzeltilmeden,
belirsizlikler ortadan kaldırılmadan bu konu meclisimizce kabul edilmemelidir. .bunun
vebalinin büyük olduğunu, gelecek kuşaklara ve Ereğli halkına karşı sorumluluğumuz
olduğunu vurgulamıştık.

Bunun üzerine konu komisyonlara havale edilmişti.

Komisyonlarımız Kızılcapınar barajında toplandı. Biz CHP grubu olarak Kdz. Ereğli
Belediye yetkililerine de haber vererek toplantıya katılmalarını sağladık. Biz konu hakkında,
tüm tarafların görüşlerinin önemli olduğunu, ERDEMİR gibi Kdz. Ereğli halkını temsilen,
Belediyenin de görüşlerini dinlememizin doğru olacağını, tek taraflı bilgilendirmenin yanlış
olacağını belirttik.

Toplantıda ERDEMİR yetkilileri bir sunum yaptı. Tüm İl Genel Meclis üyeleri ERDEMİR’in sunumunu sessizce dinledi. Sonrasında sorularda sorarak ERDEMİR’in düşüncelerini öğrenmeye çalıştı. Ardından, taraflardan biri olarak Kdz. Ereğli Belediye yetkililerini de dinleyelim dedik. Belediye yetkilileri de Ereğli halkını çok yakından ilgilendiren bu konu hakkında görüş ve düşüncelerini anlatmaya, süreç hakkında bilgi vermeye çalıştı. Yine her nedense gerek bazı AKP li İl Genel Meclis üyeleri ve de ERDEMİR yetkilileri, Belediye sözcülerinin konuşmalarını sık sık keserek, deyim yerindeyse zırt-pırt araya girerek, derli toplu bir bilgilendirmeyi engellemeye çalıştı. Sonuçta toplantı, her kafadan bir ses çıktığı ve kördüğüşüne dönüştüğü bir hale geldi.

CHP İl Genel Meclisi üyeleri olarak, ERDEMİR yetkililerine şu soruyu birkaç kez, üzerine basa basa sorduk.

. Eğer siz, ERDEMİR olarak, barajdaki su seviyesi herhangi bir nedenle kritik seviyeye
düşerse, gerekirse enerji üretimini durdurup önceliği Ereğli halkının içme suyuna
vereceğinizi taahhüt ediyor musunuz? Diye sorduğumuzda, net bir cevap
veremediler. Sadece su boşuna mı aksın? Ereğli Belediyesi başka kaynaklardan
suyunu temin edebilir gibi muğlak ifadelerle sorularımızı geçiştirdiler. Biz de
kendilerine, ERDEMİR’in enerji üretmesine karşı olmadığımızı, boşa akan suyun
değerlendirilmesine bizim de destek vereceğimizi, ancak var olan belirsizliklerin
ortadan kaldırılarak, tarafların haklarını koruyacak bir mutabakatla, açık ve net bir
protokole bağlanması gerektiğini belirttik. Sonuçta toplantı sona erdi ve konu
06/12/2019 tarihindeki İl Genel Meclisi gündemine geldi. Bildiğiniz gibi il genel meclisi
19 AKP’li, 11 CHP’li 1’de bağımsız üyeden oluşuyor. Biz CHP grubu olarak Ereğli
halkının içme suyu önceliğini tanıyan yeni bir protokol yapılmadan ve de DSİ’nin HES
yapım şartnamesinin 9.maddesinde belirtilen ve tüm insiyatifi ERDEMİR’in çıkarlarına
teslim eden ifadeler değiştirilmeden, böyle bir komisyon kararına katılmayacağımızı
açıklayarak muhalefet şerhi koyacağımızı belirttik.

. Ardından oylamaya geçildi. Komisyon raporu 18 AKP’li üyenin kabul, 11 CHP üyesi ve
1 bağımsız üyenin 12 red oyu ile ERDEMİR’in HES imar düzenlemesi meclisten geçmiş
oldu. Yoklamada hazır bulunan AKP’li imar ve bayındırlık komisyonu başkanının
oylamaya katılmadığı görüldü.
. Basınımızın değerli temsilcileri; 1993’ten bu yana barajın kullanılması konusu, DSİ,
ERDEMİR ve Ereğli Belediyesi arasındaki protokolle sorunsuz bir şekilde devam
ederken şimdi neden böyle bir noktaya gelindi ve Ereğli halkının içme suyu hakkı risk
altına sokuldu. Bu süreci de kısaca bilmekte büyük yarar var ve işin püf noktası da
burası
20 eylül 2018’de DSİ, ERDEMİR ve dönemin Ereğli Belediye Başkanı Sayın Hüseyin Uysal
arasında yeni bir protokol imzalanır. Bu protokolün madde 5- hak ve yükümlülükler
başlığı altında aynen şunlar yazıyor.

. Baraj, DSİ’nin sulama, ERDEMİR’in endüstriyel su ve Belediyenin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak üzere tesis edilmiştir. Barajdan karşılanabilecek su miktarı, öncelikli olarak endüstri su ihtiyacının karşılanması amacıyla kullanılacak, kalan kısmı ile içme suyu ihtiyacı ve sulama suyu
ihtiyacı karşılanacaktır. Baraj seviyesinin ERDEMİR’in bir aylık su ihtiyacını karşılayamayacak düzeye düşmesi halinde (planlama raporuna göre 95 m. Kotu) seviye tekrar 95,5 m kotuna yükselinceye kadar su yalnızca ERDEMİR tarafından kullanılacaktır. Barajdan verilen içime suyu miktarının ihtiyacı karşılamaması durumunda, Belediye içme suyu ihtiyacının kalan kısmını gülüç çayı üzerinde mevcut
kaynak ve su alma yapılarından veya başka kaynaklardan meri mevzuat hükümleri çerçevesinde kendi imkanları ile karşılayacaktır. Denmektedir. 24/ekim/2019 tarihinde ise DSİ, Kızılcapınar HES proje şartnamesi yayınlar. DSİ şartnamesinin 9 maddesinde aynen şu şekilde yazmaktadır.

.Kızılcapınar barajının birincil amacı ERDEMİR’in endüstri suyu ihtiyacını karşılamaktır.
Barajın işletme planı ve işletilmesi, ERDEMİR tarafından yapılacaktır. Tüm yıl boyunca
dipsavaktan bırakılacak su miktarını ERDEMİR belirleyecektir. Baraj su seviyesi
ERDEMİR’in bir aylık su ihtiyacını karşılamayacak düzeye düşmesi halinde, su tekrar
planlanan seviyeye yükselinceye kadar yalnız ERDEMİR tarafından kullanılacaktır.
Denmektedir. Şimdiye kadar, 26 yıldır hiçbir protokolde ve de şartnamede, Ereğli
halkının içme suyunu belirsizliklere sürükleyerek riske sokan böylesine hiçbir madde
yokken, şimdi sadece tüm su kullanma haklarında insiyatif ERDEMİR’e
bırakılmaktadır. Ereğli önceki dönem Belediye başkanı Sn. Hüseyin Uysal böyle bir
protokolü nasıl imzalamış, DSİ böyle bir şartnameyi nasıl hazırlamıştır.? Bu protokol
ve şartnamenin birbiri peşi sıra hazırlanması manidardır ve açıklanmaya muhtaçtır.

Değerli arkadaşlar;

Tarım ve orman bakanlığı DSİ hidroelektrik enerji dairesi başkanlığının bir yazısında;
. 1982 -2018 yılları su verileri kullanılarak yapılan işletme çalışmasında, Kızılcapınar
barajında 444 ay içerisinde toplamda 26 ay barajın 95 m kotunun altına düştüğü
görülmüştür.” denmektedir.
. Böyle bir durumun varlığı, Ereğli halkının içme suyu hakkının nasıl bir risk altında
olduğunun en açık kanıtıdır. Hele hele küresel ısınmanın her geçen gün ülkemizi nasıl
olumsuz etkilediği ve azalan yağışların barajlardaki su seviyesini ciddi bir şekilde
düşürdüğünü gördükçe, gelecek için endişelenmemek mümkün değildir.
. Birleşmiş milletler verilerine göre dünyada şu an 1 milyara yakın insanın güvenli içme
suyuna erişimi yok. 2050 yılı itibariyle bu sayı yaklaşık 6 milyara çıkacak. Su hakkı,
temel insan hakkıdır. 28/07/2010 tarihli birleşmiş milletler kararı aynen şöyle diyor.
. “ temiz içme suyuna erişim, yaşamdan ve tüm insan haklarından faydalanmak için
temel bir insan hakkı olarak tanınmaktadır.”

OYAK Genel Müdürü Sayın Süleyman Savaş Erdem geçen hafta pazartesi günü Kdz. Ereğli’de odalar, milletvekilleri, dernekler, meslek kuruluşları, birçok sivil toplum kuruluşu ile bir araya geldi. Nedense 120 bin kişiyi temsil eden Kdz. Ereğli Belediyesini davet etmemiş, sayın genel müdür HES konusuna ilişkin olarak, HES’in çevresel bir etkisinin olmayacağını, barajın Belediyeye verilecek su oranında herhangi bir değişiklik olmayacağını söylemiş. “BİRLİKTE BAŞARMAYI, BAŞARMALIYIZ” diyerek
sözlerini bitirmiş. Çok güzel, alkışlanacak veciz bir söz aynen katılıyoruz. Sayın genel müdür; çeşitli toplum kesimlerini temsilen 40-50 kişiyle bir araya gelip, sorunları tartışıp, çözüm yolları aramakta gerçekten samimiyseniz, Kdz. Ereğli Belediyesi ile de rahatlıkla bir araya gelip sorunları çözebilirsiniz. Kdz. Ereğli halkının içme suyu hakkının öncelikli temel bir insan hakkı olduğunu kabul edip, bu hak riske
girerse, gerekirse enerji üretimini durdururuz deyip, yeni bir protokolle Ereğli Belediyesi ile anlaşabilirsiniz. Kaldı ki bunları söylerken bizi Kdz. Ereğli Belediyesinin elçisi falanda zannetmeyin.
Öyle bir görevimiz yok. Biz CHP İl Genel Meclisi üyeleri olarak, soruna sadece objektif, bilimsel gerçekler ışığında, önceliğin kardan ziyade, insan olduğu, sosyal demokrat bir
anlayışla yaklaşmaya çalışıyoruz.

Değerli arkadaşlar;

ERDEMİR’le Ereğli arasındaki sorunlar, su sorununda olduğu gibi, bazı çevrelerce
sanki, Ereğli Belediyesi Başkanı Sayın Halil Posbıyık’la ERDEMİR arasında kişisel bir
sorunmuş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Oysa sorun çok çeşitli ve derindir. Bu konuda
gerek pazartesi günkü toplantıda ve gerek daha önceki yıllarda, TSO, DTO, Muhtarlar
Derneği, Şoförler ve Otomobilciler Odası, Esnaf Kefalet Kooperatifi yetkililerinin
ERDEMİR’le ilgili sıkıntıları dile getirdiklerini biliyoruz. O nedenle sorun kişisel değil
toplumsal bir sorundur ve Kdz. Ereğli’de yaşayan 180 bin insanı ilgilendirmektedir.
Bizim bu konudaki düşüncelerimiz, söylediklerimiz açık ve nettir. Her zaman
doğruların, gerçeklerin ışığında halkımızın yanında olacağız. Doğruları anlatacağız.
Halkımızın haklarını, temel insan haklarını, insanca yaşama haklarını, sosyal demokrat
bir anlayışla her platformda dile getirip savunacağız.
Su hakkı en temel, en yaşamsal, en evrensel bir insan hakkıdır ve aynı zamanda kutsal
bir haktır. Tüm kişi ve kuruluşlar bu hakka saygı göstermek zorundadır.
Atalarımız ne güzel söylemiş “SU İÇENE YILAN BİLE DOKUNMAZ”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —