Kartal'ın konuşması şöyle:
- Ereğli Kızılcapınar Barajı, Ereğli Demir Çelik Fabrikalarının Endüstri suyu, Kdz. Ereğli halkının içme-kullanma suyu, tarımsal amaçlı sulama suyu ve enerji suyu temini amaçlı olarak planlanmış, 1993 yılında inşaatı tamamlanmıştır.
- Söz konusu barajda biriken su kullanımı DSİ ve ERDEMİR’le ve de Kdz. Ereğli halkı adına Kdz. Ereğli Belediyesince, ortak protokolle karşılıklı mutabakat altına alınmıştır.
- Bu protokole göre, barajın endüstri suyu hisse oranı 49,10, enerji üretme suyu hisse oranı 11,90, Erdemir’e verilmiş, 29’luk hisse oranı da içme-kullanma suyu olarak Kdz. Ereğli halkı adına Kdz. Ereğli Belediyesine, yine ayrıca bölge halkının tarımsal amaçlı sulama suyu için ise 10’luk bölüm tahsis edilmiştir.
- Yani toplamda baktığımızda 61 Erdemir’in, 29 Kdz. Ereğli Belediyesinin, 10’luk bölge halkının, dolayısıyla toplamda 39 kullanım hakkının Kdz. Ereğli’de yaşayan insanları ilgilendirdiği ortadadır.
- 1993’ten bugüne, yani 26 yıldır barajın kullanılması konusu, DSİ-Erdemir ve Ereğli halkını temsilen, Kdz. Ereğli Belediyesi arasındaki protokolle sorunsuz bir şekilde devam ediyordu.
- Ancak Erdemir, baraj üzerine HES inşa etmek istemektedir. Öncelikle şunu vurgulamak isterim. Erdemir’in enerji üretmesine karşı değiliz. Ancak büyük belirsizlikler vardır. Bu belirsizliklerin ortadan kaldırılması gerekir.
- Ne DSİ ne de Erdemir baraj arkasındaki kullanımı protokolle belirlenmiş suyun, HES kullanımına açılmasının çevresel etkilerinin ne olacağı konusunun tartışılmasını istememektedir.
- 11/10/2019 tarihli Zonguldak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazısında “ÇED” gerekli değildir kararı çıkartılarak ilan edilmiştir.
- Barajda biriken suyun kullanım haklarıyla ilgili olarak alınacak her türlü kararda, Ereğli halkını temsilen Ereğli Belediyesi de hak sahibidir. Bu nedenle olumlu-olumsuz tüm görüşler alınmalı, çevresel etkileri değerlendirilmeli, enerji üretme şartları karşılıklı mutabakatla oluşturularak, protokole bağlanmalıdır.
- Düşünün ki; bir konuda 29 hak sahibisiniz Bölge halkının da 10’luk hakkı var. Toplamda 39 hakka sahipsiniz. 26 yıldır da hiçbir sorun çıkmadan protokolle mutabakat sağlanmış, şimdi yeni bir durum söz konusu, size hiç bilgi verilmeden, söz hakkı tanınmadan karar veriliyor, 120 bin kişiyi doğrudan, 180 bin insanı dolaylı olarak ilgilendiren bir konu, kar amaçlı bir şirketin yöneticilerinin insiyatifine bırakılıyor.
- Özellikle DSi ihale şartnamesinin 9. Maddesi bunu doğrulamakta, anayasa ve yasalarda açıkça güvence altındaki içme suyunun önceliği yok sayılmakta, su seviyesinin düşmesi halinde, içme suyunun kesileceği, suyun kullanımının sadece Erdemir’e bırakılacağı gibi, hukuken sorunlu bir ifade şartnameye girmiştir. Yaşam hakkını yok sayan bu madde açıkça yasalara ve Anayasaya aykırıdır.
- Erdemir bir kamu kuruluşu olarak kalsaydı, bu konularda herhangi bir sorun yaşanmayabilirdi. Ancak Erdemir özelleştirildikten sonra, OYAK Yönetiminin birinci önceliği, para kazanmak ve kar olmuş, yöreye, çevreye, bölgeye ve bölge insanına karşı sosyo-kültürel, ekonomik hiçbir sorumluluk duymayan, kar hırsıyla her istediğini yapmaya çalışan bir işletme konumuna sürüklenmiştir. Bunun olumsuz örneklerini Ereğli halkı olarak gördük, görmeye devam ediyoruz.
- Bu nedenle bu konu ile ilgili görüş ve önerilerimizi şöyle noktalamak istiyorum.
- HES ile ilgili ÇED toplantısı mutlaka yapılmalıdır.
- DSİ’nin Kızılcapınar Barajı HES yapım şartnamesinin 9. Maddesi Anayasaya aykırıdır. Mutlaka değiştirilmelidir.
- Ereğli’de yaşayan 180 bin insanın içme suyu hakkı güvence altına alınmadan, taraflar arasında açıkça protokole bağlanmadan, İl Genel Meclisimiz buna izin vermemelidir. Bunun vebali büyüktür. Gelecek kuşaklara karşı sorumluluğumuz vardır. Ereğli halkına karşı sorumluluğumuz vardır.
Bu nedenle, bu koşullar düzeltilmeden, belirsizlikler ortadan kaldırılmadan, böyle bir konu meclisimizce kabul edilmemelidir. Biz CHP Grubu olarak RED oyu kullanacağımızı belirtiyor, siz değerli arkadaşlarımızı da RED oyu vermeye çağırıyoruz.
Ereğli halkı bizden bunu bekliyor. ÖNCE İNSAN diyerek saygılarımı sunuyorum.
