Başkan Posbıyık'ın açıklaması şöyle:
SAYIN MECLİS ÜYELERİ DEĞERLİ KONUKLAR KIYMETLİ BASIN MENSUPLARI
OYAK Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Savaş Erdem'in Karadeniz Ereğli'ye geldiğini, bazı sivil toplum kuruluşlarıyla toplantı yaptığını basından öğrendim. Kendini çok iyi yetiştirmiş, Türkiye'nin en büyük kuruluşlarından birinin yönetim kurulu başkanının protokol kurallarını bilmediğini düşünemeyiz. Kendisinden ne beklenirdi. En azından devletin temsilcisi mülki amir Sayın Kaymakam'a, Ereğli halkının temsilcisi, seçilmiş belediye başkanına, beşer dakika nezaket ziyareti yapar, çözümcül yaklaşımların altyapısını oluştururdu.
Bu, aynı zamanda bir iyi niyet ve Ereğli halkının sorunlarının çözümü için ilk adım olurdu. Biz de bundan memnuniyet duyardık. Ayrıca, halkın seçtiği belediye başkanının olmadığı bir toplantıdan hiç bir sonuç alınmayacağını da en iyi Sayın Savaş Erdem bilir.
Ereğli Belediyesi olarak bizim OYAK'tan istediğimiz hiç bir şey yok. Ne kişisel bir beklentim olabilir ne de belediye olarak bir beklentimiz var. Biz belediye olarak hukuk yoluyla haklarımızı alacağımıza inanıyoruz. OYAK da alacağı varsa hukuki yolları kullansın. Gelsin haczetsin, böyle giderse olacağı da bu. Taksit falan da istemeyiz. Biz belediye olarak hukuk yoluyla alacağımızı takip ederiz. Ama ben seçilmiş bir belediye başkanı olarak halk adına talepte bulunuyorum.
-Zehirli dumanlardan insanlarımız kanser, lösemi oluyor. Filtreler yenilensin, denizimiz cürufla doldurulmasın, ekolojik hayat tahrip edilmesin, cüruf dağları Ereğli dışında uygun depolara taşınıp üzeri betonla kapatılsın.
-Kuraklık halinde Ereğli halkının içme suyunun kesilmesine yol açacak ibare HES şartnamesinden çıkarılsın.
-Ereğli'de istihdam ve katma değer yaratıcı yatırımların sonuçlarından Ereğli halkı öncelikli olarak yararlansın.
-20 yıldır kadro bekleyen OYPA işçilerinin kadroları verilsin. Haksız işten çıkarılmalar durdurulsun. Siz toplantı düzenleyeceksiniz, Ereğli'nin seçilmişlerini, İl Genel Meclisi üyelerini, Belediye Meclis üyelerini çağırmayacaksınız. Ereğli'nin yerel temsilcileri onlardır. Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu da budur. Bu şehre dair kararları ancak bu şehrin yöneticileri alır. Bu, evrensel bir kuraldır. Sizin toplantınızda Ereğli'nin seçilmiş yöneticileri yok. Bana kavgacı diyorlar.
İlk defa da değil, yıllardır dillere pelesenk olmuş, bunu bir yıpratma aracı olarak kullanmak istiyorlar. Bu, gerçeği yansıtmadığı için de halkta karşılığı yok. Aslında konu ne biliyor musunuz.
Ben her şeyi açıkça ve halkın gözü önünde söylüyorum. İçim dışım bir. Ve bütün haksızlıkları lafı dolandırmadan, kapalı kapılar ardında değil, büyük bir açıklık ve samimiyetle dile getiriyorum. Ve bunu yıllardır yaptığım için halk bana güveniyor ve yetki veriyor.
Ben Ereğli'nin ve Ereğli halkının samimi sözcüsüyüm ve onların haklarını savunuyorum. Ben işin ününde değil, unundayım. Ben sorun üreten değil, çözüm üreten tarafım. Halkın tarafıyım. Amacım Ereğli'nin geleceğini güvence altına alarak hizmet üretmek.
Çocuklarımıza yaşanabilir bir kent bırakmak. Bir haksızlık gördüğünüzde müdahale etmezseniz önce hakkınızı sonra da şerefinizi kaybedersiniz ve sorunun o zaman parçası olursunuz. Halkımız yıllardır bana güvenerek yetki veriyorsa ben onlara güvendiğim ve onun samimi sözcüsü olduğum içindir. Buna aynen devam edeceğim.
Ancak bu, uzlaşmacı olmadığım anlamına gelmiyor. Gerçekleri dile getireceğim. Halkın hakkını sonuna kadar arayacağım. Ancak bunları söylerken yumruğumu değil elimi uzatıyorum. Çözümü için her zaman hazırım. Yani, kapalı toplantılar yapıp, Ereğli'nin seçilmişlerini ve mülki amirlerini yok sayan bir anlayışla mı çözüm üretilecek.
Asıl çözümcül yaklaşmama tavrı budur. Sorunları çözüyorMUŞ gibi davranmak yerine sorunları birlikte çözüme dönük katılımcı, şeffaf bir anlayışla bir araya gelelim. Dedikoduların ortadan kaldırılması için de yalnızlaştırma arayışları yerine çözüme odaklanalım.
3. şahıslardan duyduklarımızla mı sorun çözeceğiz. Daha önce şunları söylemiştim:
OYAK kentte yaşayan insanlara karşı, denizde yaşayan tüm canlılara, kuşlara, doğaya, toprağa karşı suç işlemektedir. Asıl olarak vicdanlarımızda suçludur. Başlangıçta ekonomik kalkınma ve çağdaşlaşma alanında çok önemli bir yatırım olan Erdemir, milli karakterini yitirdikten sonra adeta bir canavara dönüşmüştür.
Bu topraklarda, gözü doymak bilmeyen bir canavar doğmuştur. Önce sanayiciyi, taşeronları, esnafı, kendi işçisini ve halkını yok etmektedir. Şimdi de suyumuza göz dikti.
Denizimizi, havamızı kirleterek geleceğimizi, çocuklarımızı, torunlarımızı gözüne kestirdi. Bir koluyla havaya ateş, sinter dumanlarını püskürtüyor. Demir cevherini püskürtüyor. Diğer koluyla denizi cürufla dolduruyor. Bu canavara dur demek zorundayız.
Bu canavarın beyni İstanbul’da. Ticaret, sac alışverişleri İstanbul’da. Gövdesi Ereğli’de. Kolları da hepimizin hayatına girmiş vaziyette. Evet, ne kadar doğru söylemişim. Özür dilenecek bir şey olmadığı gibi kimseye de benim adıma özür dileme yetkisi vermedim.
Aynı sözleri tekrar ediyorum. Birlikte başarmayı başaralım, demişler. Birlikte başarmayı başarmak için önce birlikte olmalıyız. Sorunları üçüncü kişiler üzerinden değil yüz yüze gerçek muhataplarıyla çözebiliriz. Büyük bir medeniyet üzerinde yaşıyoruz.
Sorumluluk bilinciyle hareket eden vicdanının sesini dinleyen insanlar bir ve beraber olduğumuz sürece Ereğli'nin geleceğini isteyen platform üyeleri sorumluluklarının bilinciyle ve vicdanlarının sesiyle hareket ettikleri sürece bu sorunları daha kolay çözeriz. Gelecek kuşaklara söyleyecek bir sözümüz olur. Yaşanabilir bir kentten, temiz çevresi olan mutlu insanların yaşadığı bir şehirden eminim OYAK da memnun olur.
Ordumuz her zaman yeniliğin, çağdaşlaşmanın öncüsü olmuştur. Ordumuz bağımsızlığımızın teminatıdır. Cumhuriyetin kurulmasında çağdaşlaşmasında ve ülkemizin korunmasında bizim güvencemizdir. Ordu mensuplarının her biri kahraman evlatlarımızdır. Halkın içinden çıkmış ordumuzun bu yönüyle de Dünyada eşi benzeri yoktur.
Biz bugünkü OYAK yönetiminin, özelleştirme sonrasındaki sanayici kimliğinin de bu anlayışın temsilcisi olmasını isteriz. OYAK da Ereğli halkının korunması için, aynı anlayışı hayata geçirsin isteriz.
OYAK yönetimi Ereğli halkının temsilcilerini yalnızlaşmaya çalışarak mı sonuç alacak. Kurtuluş Savaşı'nda ilk deniz zaferini kazanan Ereğli, bugüne kadar pek çok kahraman evladını şehit verdi. Bu kent şehitlerini unutmaz, gazileriyle övünür.
O nedenle kimse, tarihe destanlar yazmış kahraman ordumuzun arkasına sığınarak Ereğli'nin ve Ereğli halkının sorunlarını örtbas etmesin. Ereğli'nin denizini, havasını kirletmesin, yükümlülüklerini yerine getirsin. Miş gibi, muş gibi yaklaşımlarla çözüm üretilmez. Bütün bunlara rağmen yumruğumu değil elimi uzatıyorum.
Sevgi Barış ve Dostluk kentinin bir temsilcisi olarak, sevginin, barışın ve dostluğun bu şehirde Erdemir ilişkisinde de egemen olmasını diliyorum.
Halil Posbıyık