Doğadan kaçak avcılık yolu ile temin edilen midyelerin sağlık açısından çok büyük risk taşıdığını ifade edildi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı doğadan midye toplanan sahaların tamamına yakınında avcılığı yasakladı. Bu yüzden sağlıklı ve uygun koşullarda üretim yapan yetiştiricilik yapan çiftliklerin önemi arttı.
Denize adeta çiftlik kurarak Türkiye’nin dört bir tarafına midye sevkiyatı yaptıklarını ifade eden Şenol Baykan, “Ülkemizde ön yargılar olmasına rağmen kontrollü şartlarda üretilen, analizleri yapılmış, menşei belli olan ve üretici firmanın etiketine sahip olan kültür midyesini tüketmekte hiçbir sakıncası yok. Fakat nereden çıkarıldığı, hangi şartlarda işlendiği belli olmayan, özellikle de menşei ve üreticisi bilinmeyen midyenin tüketilmesi insan sağlığı açısından riskli bizlerde devletimizin bizlere izin verdiği yerlerde çiftliklerimizi kurduk ve üretime başladık ve sadece Ereğli değil Türkiye’nin her yerine Ereğli’den midye sevkiyatı yapmaya başladık” diye konuştu.
“Türkiye’de midye en güzel Ereğli’de yetişir”
Türkiye’de tüketime sunulan midyelerin yüzde 10’unun yetiştiricilikten, kalan büyük bölümünün avcılıktan elde edildiğini söyleyen Baykan, şunları kaydetti:
“Yetiştiriciliğimizi geliştirmek zorundayız. Midye, özellik olarak denizi filtre eden bir canlı aynı zamanda. Midye, denizin içinde fosfor, azot gibi maddeleri alır ve yenilebilir hale getirir. Bir nevi ekolojik filtre. Bu noktada baktığımızda geçen yıl yaşadığımız mü silaj sorununda da temizleyici bir etken olacaktır. Diğer denizi kirleten etkenlerin de kesildiğini düşünürsek 10 yılda deniz toparlayacaksa kendini, bu 4-5 yıla düşecektir. Bu noktada ticari faaliyetin yanında destekleyici bir faaliyet de yürüttüğümüze inanıyorum. Türkiye’de midye en güzel Ereğli’de yetişir. Biz de devletimizin bize verdiği bu fırsatı değerlendirmeye çalıştık. Tesisimizde midye ekim çalışmasına başladık. Gelecek yıl itibarıyla çok güzel verim alacağız. Türkiye, 4-5 yıl sonra Ereğli midyesiyle dünyada anılacak.”