Hz. Peygambere atfedilir genelde bu söz. Fakat sahih bulunan hadis kaynaklarında geçmediğinden ulemanın büyük çoğunluğu tarafından “zayıf hadis” olarak nitelenir.
Neyse, mesele o değil zaten. Mesele içerik… Özellikle yönetim şekli olarak demokrasinin kullanıldığı ülkeler için söylenmiş gibi gelmedi mi sana da? Sen nasılsan, nasıl yaşıyorsan, nasıl bir karakterin varsa; seni yönetenler de aynen senin gibidir. Hatta el yükseltiyorum; onlar aslında SEN’in kurumsallaşmış halindir. Bu kadar öznel yargılı, “bence” cümleleri yeterli. Biraz da senden konuşalım.
Nasılsın; ödemeden beklettiğin vergi, harç ve cezaların affı için muktedirleri yönlendirirken? Devletin en temel finansman kaynağı olan vergiden, sırf senden oy alabilmek için vazgeçen yöneticilerin, bu affı sana müjdelerken nasılsın?
Hastaneden basit bir randevu alırken bile araya adam sokup, haksız yere onlarca insanın önüne geçerek muayene olurken nasılsın? Evet, hastasın ama onu sormadığımı anladın.
Peki, cv bıraktığın bir iş ilanı için şehrin ileri gelenlerinden, işini halledebilecek bir “baba yiğit”ten referans! adı altında torpil isterken nasılsın?
İş yerindeki önlenemez yükselişine devam edebilmek için en yakın iş arkadaşını, amirine karşı bozuk para gibi harcarken nasılsın peki?
Konumunu, pozisyonu kendi lehine çıkar sağlamak için kullanırken, hadi daha açık olayım, rüşvet alırken nasılsın?
Nasılsın, cevap ver!
Seçime yakın kaçak kat çıktığın binana belediyeden imar affı çıkmasını beklerken…
Çürük çarık, kayıt dışı yapına seçim üstü imar affı beklerken…
Dere yatağına gökdelen dikmek için belediyeye rüşvet verirken…
Tarihin en büyük imar affı müjdesini gözlerinin içi parlayarak dinlerken tv karşısında…
Yukarıdaki tüm sorulara tek cevabın var, benim de öyle:
İyiyim…
İyiydik bu saydıklarım ve daha niceleri gerçekleşirken. Biz iyi olduğumuza göre yöneticilerimiz de iyiydi. Öyle olmalı ki hiç değiştirme ihtiyacı duymadık.
Şimdi nasılsın peki? İyi değilsin değil mi? O zaman değiş! Hem de hemen, fazla vaktin yok…